T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2020/1021
K. 2020/1729
T. 22.6.2020

• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK VE TAZMİNAT İSTEMİ ( Olayda Yapı Ruhsatının Alındığı Tarih ile Gecikmeye Esas Alınamayacak Sürenin Başlangıcı Olan Tarih Arasında Geçen 2 Aylık Sürenin Sözleşmede Kararlaştırılan İnşaat Süresinden Mahsubu Gerektiği – Yüklenicinin İnşaatı Bitirmek İçin Kalan 18 Ayının Gecikmeye Esas Alınmayacak Sürenin Son Tarihi İtibarı ile Başlayacak Olduğu )
• İNŞAATIN TAMAMLANMA SÜRESİ ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak ve Tazminat İstemi – Olayda Yapı Ruhsatının Alındığı Tarih ile Gecikmeye Esas Alınamayacak Sürenin Başlangıcı Olan Tarih Arasında Geçen 2 Aylık Sürenin Sözleşmede Kararlaştırılan İnşaat Süresinden Mahsubu Gerektiği/Yüklenicinin İnşaatı Bitirmek İçin Kalan 18 Ayının Gecikmeye Esas Alınmayacak Sürenin Son Tarihi İtibarı ile Başlayacak Olduğu )
• YANILGILI DEĞERLENDİRME İLE HÜKÜM KURULMASI ( Karşı Davanın Açıldığı Tarihte Karşı Davalı Yüklenicinin İnşaatı Bitirmek İçin Halen Süresinin Olduğunun Anlaşıldığı – Karşı Davacı Arsa Sahibinin Karşı Davadaki Taleplerinin Tümüyle Reddine Karar Verilmesi Gerekmekte İken Kısmen Kabulüne Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu/Açıklanan Yönüyle Kararın Bozulması Gerektiği )
6098/m.470, 473

ÖZET : Asıl dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin zamanında yerine getirilmemesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili, karşı dava ise gecikme tazminatı ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.Olayda, yapı ruhsatının alındığı tarih ile gecikmeye esas alınamayacak sürenin başlangıcı olan tarih arasında geçen 2 aylık sürenin, sözleşmede kararlaştırılan inşaat süresinden mahsubu gerekmektedir. Buna göre sözleşmede ruhsattan itibaren 20 ay olarak belirlenen inşaat süresinin 2 ayı gecikmeye esas süre dışında geçmekle yüklenicinin inşaatı bitirmek için 18 ayı kalmıştır.

Yüklenicinin inşaatı bitirmek için kalan 18 ayı, gecikmeye esas alınmayacak sürenin son tarihi itibarı ile başlayacak olup, bu tarihe 18 ay eklendiğinde inşaatın bitmesi gereken tarih 30.09.2011 olmaktadır. Karşı dava ise 20.04.2011 tarihinde açılmış olup karşı davanın açıldığı tarihte karşı davalı yüklenicinin inşaatı bitirmek için halen süresinin olduğu anlaşıldığından karşı davacı arsa sahibinin karşı davadaki taleplerinin tümüyle reddine karar verilmesi gerekmekte iken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Açıklanan yönüyle kararın bozulması gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Asıl dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin zamanında yerine getirilmemesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın tahsili, karşı dava ise gecikme tazminatı ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup yerel mahkemece asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne dair verilen ilk hüküm Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/5681 Esas, 2016/3646 Karar numaralı ve 14.06.2016 tarihli kararı ile bozulmuş, bozma kararına karşı davacı karşı davalının karar düzeltme talebi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2019/1119 Esas, 2019/2799 Karar numaralı ve 02.07.2018 tarihli kararı ile reddedilmiş, bozma kararına uyan yerel mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen ikinci hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkili yükleniciye isabet eden tapu kaydının devri için dava açıldığını ve davanın kabul edildiğini, sözleşmenin 6. maddesinde ise yüklenicinin hissesine konulan ipoteklerin kaldırılması aşamalarının ve ipoteğin zamanında kaldırılmaması halinde davalı arsa sahibinin cezai şart ödeyeceğinin düzenlendiğini, ayrıca arsa sahibi davalının kusurlu davranışları nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini; karşı davada, davacı arsa sahibi vekili, yüklenici davalının süresinde edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL gecikme tazminatı ve 9.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmişlerdir.

Yerel mahkemece verilen ilk kararda, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, tapu kayıtlarında kat irtifakı tesis edildiği ancak davacı yüklenici hissesine ipotek tesis edilmediği gerekçesiyle, asıl davanın reddine; dava tarihi itibariyle yüklenicinin yapı kullanma izin belgesini almadığı inşaatı teslim etmediği gerekçesiyle, karşı davanın 180.520,00 TL üzerinden yasal faizi ile kabulüne karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilen ilk hüküm Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nce temyiz istemine ilişkin sair ret kararı ile 12.12.2005 ilâ 30.03.2010 tarihleri arası dönemin gecikme süresinin belirlenmesinde hesaba alınmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma kararına karşı davacı-karşı davalının karar düzeltme talebi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından reddedilmiş, karar düzeltme talebinin reddedilmesi ile asıl davanın reddine ilişkin verilen hüküm kesinleşmiştir.

Bozma ilamına uyan yerel mahkemece asıl davanın reddine, karşı dava bakımından ise ek rapor alınarak bozma ilamında belirtilen 30.03.2010 ile dava tarihinde halen iskan alınmamış olduğundan 16.03.2011 dava tarihi arasındaki 11 ay 16 gün için sözleşmede gecikme hali için öngörülen aylık 1.000,00 TL olmak üzere davalı karşı davacıya düşen 4 adet daire için toplamda 46.133,33 TL üzerinden yasal faizi ile kısmen kabul kararı vermiştir. Yerel mahkemece bozmaya uymakla verilen ikinci karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- )Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- )Taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yüklenicinin yapı ruhsatı almasını takiben arsa sahiplerinin 1 ay içinde belirlenen paylarını yükleniciye devredecekleri kararlaştırılmış olup arsa sahiplerinin yüklenicinin 12.12.2005 tarihli ihtarına rağmen tapu devrini yapmadıkları, yüklenicinin bu nedenle arsa sahipleri aleyhine Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/201 Esas sayılı dosyası ile devri gereken tapuların adına tescilini istediği, açılan davanın yüklenici lehine sonuçlanarak eldeki davada mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/5681 Esas, 2016/3646 Karar numaralı ve 14.06.2016 tarihli bozma ilamında belirtildiği gibi 30.03.2010 tarihinde tapuları almaya hak kazandığı anlaşılmaktadır.

Taraflar arasındaki 27.01.2005 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre inşaatın bitim süresi yapı ruhsatı alındıktan sonra 20 ay olarak belirlenmiştir. Yüklenici yapı ruhsatını 12.10.2005 tarihinde almıştır. 12.12.2005 ile 30.03.2010 tarihleri arasında geçen süre gecikmeye esas alınamayacak olup, yapı ruhsatının alındığı 12.10.2005 tarihi ile gecikmeye esas alınamayacak sürenin başlangıcı olan 12.12.2005 tarihi arasında geçen 2 aylık sürenin, sözleşmede kararlaştırılan inşaat süresinden mahsubu gerekmektedir. Buna göre sözleşmede ruhsattan itibaren 20 ay olarak belirlenen inşaat süresinin 2 ayı gecikmeye esas süre dışında geçmekle yüklenicinin inşaatı bitirmek için 18 ayı kalmıştır. Yüklenicinin inşaatı bitirmek için kalan 18 ayı, gecikmeye esas alınmayacak sürenin son tarihi olan 30.03.2010 tarihi itibarı ile başlayacak olup, bu tarihe 18 ay eklendiğinde inşaatın bitmesi gereken tarih 30.09.2011 olmaktadır. Karşı dava ise 20.04.2011 tarihinde açılmış olup karşı davanın açıldığı tarihte karşı davalı yüklenicinin inşaatı bitirmek için halen süresinin olduğu anlaşıldığından karşı davacı arsa sahibinin karşı davadaki taleplerinin tümüyle reddine karar verilmesi gerekmekte iken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının tüm, davacı-karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı-karşı davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı-karşı davalı lehine BOZULMASINA, ödenenden 5766 Sayılı Kanun’un 11. maddesiyle yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 535,60 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.